Ana içeriğe atla

İthal Hastalığı; Sosyal Deneyler




Milliyetimizin getirdiği bir özellik mi; yoksa bu toprakların gerektirdiği bir hal mi bilemiyorum?
Herşeyin kolayını aramak, dışarıda varsa ithal etmek işte bu, nefsimde müşahede ettiğim, kahir ekseriyetinde böyle olduğuna inandığım bir varta.
Belki yanılıyorumdur...
Sadece durum tespiti yapma gayretindeyim. Ehli dünyasında da ehli diyanetinde de bu hastalığın belirtileri göze çarpıyor.
Ne yazık ki!
Bu konuda şimdiler de moda, sosyal deneyler. Ne olduğunu, nereden geldiğini araştırdığımızda sabıkan zikrettiklerimi tasdik eder mahiyette olduklarını, üzülerek müşahade ediyoruz. Yine hazır buluculuk, yine üretememenin, bizde de olsun halinin acı tezahürleri.
Gençler arasında çok dillendiriliyor. Popüler olmanın herkes tarafından duyulmanın bir yolu olarak görülüyor, ekran müptelalarınca. Dindar ve ahlaklı olarak ekran önünde gördüğümüz gençler; sanki güzel ülkemin her tarafında bu gariplikler yaşanıyormuşta bir dur diyelim demiş gibiler. İstediklerinin aksine, olması gerekeni öğretmekten ziyade, aklımıza gelmeyen, geleceğine de pek ihtimal vermediğimkötülükleri sergileyerek zihinlerimizi darmadağın ediyorlar.
Ehli dünyanın "ehli tivilerinde" görülen bu hastalık, ne yazık ki bizim ekran önünde dindar ve ahlaklı olarak gördüğümüz gençlerimize de sirayet etmiş. Bu gibi vakıaları müşahade edince deccal ve avaneleri ne kadar tesirli ve organize çalışıyor demeden alamıyorum kendimi!
Aslına bakacak olursak bu topraklarda birşey üretememekle beraber, üretenlerin de değerini düşürmek adına garip, pek kendini bilememiş yansımalar olarak ithal edilmiş, sosyal deneyler.
Hepimizin malumu bu işin adı; kötü bir olay karşısında halkımız nasıl tavır sergileyecek; sorusundan hareketle yapılan zihin bulandırma organizasyonları. Yurt dışına kıyaslandığımızda büyük bir bölümü Müslüman olan ve ahlak kurallarının dışarıya nispeten vasat yaşandığı bu toprakları ahlaksızlığın ve dinsizliğin sel gibi aktığı uzak memleketlerle aynı kefeye koymanın pek olur tarafı olduğunu düşünmemekteyim.
Ne gibi kötü tarafı olabilir ki; diye masumane düşünülebilir. Bir kaç genç ithal ettikleri bir organizasyonla dine, imana, İslama hizmet ediyorlar diye dillendirilebilir de ama gereçekten öyle mi?
· Evvelen; sosyal deneyi ithal ettiğimiz kardeşlerimiz merkezi İslamiyete uzak diyarı aherde bulunmaktadırlar. Bizim çocuklar İslamiyetin merkezindeler.
· İkinci olarak; oralarda hakiki ihtiyaca binaendir. Bizim buralarda pek fayda ve ihtiyaç yok desek yalan söylememiş oluruz.
· Salisen; o memleketlerde dini ve ahlaki meselelere çarpıcı bir şekilde dikkat çekilmesi gerekmektedir. Zira; imkanlar çok kısıtlı. Bizim buralarda öyle mi elini sallasan müslümana
çarpıyor. Elhamdülillah din adına bir çok kuruluş müspet anlamda hizmet ediyor.
· Dördüncü olarak; bu çalışmalar insanları iyiye, güzele dikkatini çekmek için yapılmaktadır. Düşman kazanmak ve aramızda hainleri tesbit etmek için değil!
· Hamisen; bu gibi organizasyonlar hamiyeti diniye ve İslama hizmet gayesi adına yapılmalıdır. Popülerlik kazanmak, insanların zihinlerini idlal etmek için yapılmamalıdır. Ne yazık müşahede ettiğimiz bu!


Yorumlar

en çok okunanlar

Elmas ile Kömür Farkı

Nurun müellifi, asrın bedîsi acibdir; Nurun satırlarında imtihan sırrını izah ederken elmas ile kömür ikilisini kullanır. Sathî bir nazarla, birbirine benzeyen insanoğlu aslında imtihan sırrı gereği birbirinden tefrik edilir. Sıralamalar belirlenir, hediyeler verilir, sonuçlar açıklanır, kazanana mükâfat verilirken, kaybeden mücâzata çarptırılır. Tabiri diğerle Ebubekirler Ebucehillerden ayrılır. Tabiri bir diğerle, elmasla kömür belli olur. Peki nedir bu elmasla kömür farkı? Niçin, başka madenler değil de, bu cevherler nazara sunulmuş? Klasik yaklaşımda elmas ve kömür aynı maddeden müteşekkil olmasına rağmen, atomlarındaki diziliş farklı olması kıymetinde uçurumlar barındırmasına sebep olmuştur. Beşerde bahsi geçen maddeler gibi yapısı aynıdır. Topraktan yaratılmıştır ve aynı zamanda nevî insan etten ve kemikten ibarettir. Beşerin kıymetinin ortaya çıkması için nasıl imtihan gerekiyorsa; elmasın da elmas olabilmesi için sıkıştırılması gerekiyor. Velhasıl; imtihan ve sıkıştırılma bir

Küfre Yardım ve Yataklık

İmanı hakkal yakin mertebesine çıkarma ve imanları takviye etme çalışmalarının geneline iman hizmeti denilir. Dolayısıyla hizmet ediyorum tabiri, imanın cereyanında olanlar tarafından dillendirildiğinde bahsi geçen mânâ akla gelmelidir. Şimdilerde hizmet etme telâffuzunun altı boşaltılmaya çalışılsa da hiç olmazsa bizler, Risale-i Nur müntesibleri olarak, bu kavramı koruma derdinde olmalıyız. Bu kısa izahattan sonra temelini doğru anladığımız binanın başka bir mevzuuna giriş yapabiliriz. Hizmet zamanların da nefsini atıl bırakmak, geri planda kalmak, tembellik etmek, bananecilik tavrı sergilemek… Diğer bir ifade ile ücret ve mükâfat zamanlarında; yani menfaatin dağıtılma zili çaldığında en ileride olmak, “ben buradayım” demek, rekabet içerisine girmek… Düşünün ki bu para olabilir, makam olabilir, herhangi bir lezzet olabilir...! Bediüzzaman, bu garip hali dalâlet olarak tanımlar. Yoldan çıkmak mânâsına gelen bu ifadeyi, iman cereyanından sapmak olarak anlarsak h

Bataklıktan Bir Adım Önce

Dinin siyasete alet edildiği bir yerde; din çatısı altında ne varsa hemen hepsi siyasetin, yani menfaatin , yalanın aleti olmaktan kendini muhafaza etmesi pek mümkün görünmemektedir. Siyasette dini kullananlar, siyasette ırkı kullananlar, siyasette dinsizliği kullananlar vesair için din, dinsizlik, ırk araç olmaktan başka herhangi bir değer taşıdığına inanmayanlardanım. Kezalik kendi menfaatleri söz konusu olduğunda hemcinslerini öteleyenler, ötekileştirenler bahsi geçen iddiamın muhatabıdırlar. Demiyor mu ki, elinde Kuran ile dövüşenlerden birisi düşerken Kuranı muhafaza etmek için diğerine uzat/amıyor oradan anlıyoruz ki;  düşenler, değer kaybedenler, makama müptela olanlar, korkunun esiri olanlar kendileri ile beraber “kullandıkları ar\maçların hiç ama hiç ehemmiyet vermiyorlar . Bunları zalim siyasetten bigane söylüyorum. Ki, üzüldüğüm için bazılarına çok acıdığım için mecburiyet tahtında söylüyorum. Acımak ifadesini yanlış algılamak  mecburiyetinde olanları uyarmak iç