Ana içeriğe atla

Küfre Yardım ve Yataklık










İmanı hakkal yakin mertebesine çıkarma ve imanları takviye etme çalışmalarının geneline iman hizmeti denilir.

Dolayısıyla hizmet ediyorum tabiri, imanın cereyanında olanlar tarafından dillendirildiğinde bahsi geçen mânâ akla gelmelidir.

Şimdilerde hizmet etme telâffuzunun altı boşaltılmaya çalışılsa da hiç olmazsa bizler, Risale-i Nur müntesibleri olarak, bu kavramı koruma derdinde olmalıyız.

Bu kısa izahattan sonra temelini doğru anladığımız binanın başka bir mevzuuna giriş yapabiliriz. Hizmet zamanların da nefsini atıl bırakmak, geri planda kalmak, tembellik etmek, bananecilik tavrı sergilemek…

Diğer bir ifade ile ücret ve mükâfat zamanlarında; yani menfaatin dağıtılma zili çaldığında en ileride olmak, “ben buradayım” demek, rekabet içerisine girmek…

Düşünün ki bu para olabilir, makam olabilir, herhangi bir lezzet olabilir...!

Bediüzzaman, bu garip hali dalâlet olarak tanımlar. Yoldan çıkmak mânâsına gelen bu ifadeyi, iman cereyanından sapmak olarak anlarsak her halde yanlış mânâ vermemiş oluruz. Temelde hizmet dediğimiz özelde farklı ef’al, akval ve ahvali içerisine alan ameli salih ve takva esaslarını barındıran bir cereyandan dalâlete sapmak, elbette ki küfür cereyanına yardım ve yataklıktır. Nitekim; bitaraf kalmak bertaraf olmak hakikati bu mânâda tezahür eder.

Peki, bu saydıklarımızla birlikte nefsin mükâfat zamanları öne atılmak istediği faydalar, dünya nimetlerinin yanında ahiret meyvelerini de kapsar mı?

Elbette! “Çok dinleyenim olsun, zevk ve keramata mazhar olayım, uhrevî makamlara namzet olayım” düşünce ve beklentileri, nefsin âcilen mükâfat arzusundan başka bir şey olmasa gerek.

Şiddetli yağmur ve fırtına zamanında sizi muhafaza etmek maksadıyla evine alan birisinden beklentileriniz, “bir iskemle versin yeter” mi yoksa “beni en başköşede ağırlasın” mı olacak?

Kezalik, iskemlenin arkalığı bulunmayan sandalye olduğunu hiç düşündük mü?

Dünya hayatı ahirette meyve ve netice verecek bir tarladır. Burada ekilenler orada biçilecek ve mânâ bulup neşvü nema verecektir. Bununla birlikte âhirete müteallik işlerde rekabet gösterilmemesi ve kadere rıza düsturu ile hareket edilmesi gerekmektedir. Kim ne derse desin, insanları değil, insanların Rabbi’nin istek ve arzularına cevap verecek bir hayat hikâyesi yazmaktır esas olan!

Hülâsa; hizmet zamanı nefisini öne atıp; ücret ve mükâfat zamanları nefsi gemlemek kemaldir ve kemale müteveccih bir hayat sürmektir. Zor olan lâkin, yapılması gereken Rabbi Rahimin talimatları dairesinde yaşamaktır.

Yorumlar

en çok okunanlar

Bataklıktan Bir Adım Önce

Dinin siyasete alet edildiği bir yerde; din çatısı altında ne varsa hemen hepsi siyasetin, yani menfaatin , yalanın aleti olmaktan kendini muhafaza etmesi pek mümkün görünmemektedir. Siyasette dini kullananlar, siyasette ırkı kullananlar, siyasette dinsizliği kullananlar vesair için din, dinsizlik, ırk araç olmaktan başka herhangi bir değer taşıdığına inanmayanlardanım. Kezalik kendi menfaatleri söz konusu olduğunda hemcinslerini öteleyenler, ötekileştirenler bahsi geçen iddiamın muhatabıdırlar. Demiyor mu ki, elinde Kuran ile dövüşenlerden birisi düşerken Kuranı muhafaza etmek için diğerine uzat/amıyor oradan anlıyoruz ki;  düşenler, değer kaybedenler, makama müptela olanlar, korkunun esiri olanlar kendileri ile beraber “kullandıkları ar\maçların hiç ama hiç ehemmiyet vermiyorlar . Bunları zalim siyasetten bigane söylüyorum. Ki, üzüldüğüm için bazılarına çok acıdığım için mecburiyet tahtında söylüyorum. Acımak ifadesini yanlış algılamak  mecburiyetinde olanları u...

Yükü Yerde Bırakmayanlara

Hakikat müntesiplerinin hakikate olan sadakati ve bağlılığı gereği birçok imtihanlarla karşılaşacağı ve çeşit çeşit musibetlere giriftar olacağı gayet bedihidir. “İman ettik deyince sizleri başı boş bırakıp imtihan etmeyeceğimizi mi sandınız,”1 ayeti kerimesi bunun bir bakıma ikrarı. Uhud, Bedir, Hendek, Sıffin, Cemel, Hayber ve sair meydanlar izah etmeye çalıştığımız imtihanların birer mücessem örneği olarak asrı saadetin şanlı sayfalarında yerini almıştır. Eskişehir, Denizli, Afyon Medrese’i Yusufiyeleri de zamanı ahirin şiddetli sadakat imtihanlarının yaşandığı alanlar olarak tarihe kıymetli birer not olarak düştüler. İmtihanı kazananlar Isparta kahramanlarına arkadaş olma müjdesi ile bu dünyadan ahirete baki meyveler bırakarak göçüp gitti. Kaybedenleri varın siz düşünün… İmtihan bitmediğini her geçen gün şiddetlendiğini, zira ahir zamanın dehşetli olacağını ve gittikçe dehşetleneceğini hadislerden müşahede ediyoruz. Her ne kadar hakikat müntesipleri olarak eski zamana nazaran ma...