“Vefatım hayatımdan ziyade hizmet edecek” derken; bu kıymetli zamanların geleceğinden emindin. Gözlerin kararlılıkla bakıyordu muhatabına.
Bu âleme maddeten veda edişin, âdeta bomba olup patladı o zulmet ve karanlık taşan ufunetli kafalarda. Her zamanki gibi alaylıydı yüzleri. Kıymetsiz hedeflerine ulaşabilme hayalleri nasıl kör etmişti onları. Senin istikbâle seslenişini duymuyordu bir türlü sağır kulakları. Sen istikbale bakarken onlar eğilmiş kendi arzu ve heveslerine ram olmuşlardı.
Sen bu dünyaya veda ettin. Şimdi, sana feda olan Hafız Ali, Hasan Feyzi ve diğer talebelerinle birlikte, Resul-ü Ekrem’in (asm) yanındasın. Ebedî âleme intikal ederken hüzün göz yaşları döken Zübeyir’in, Tahir’in, Sungur’un ve sair talebelerinde senin yanına çoktan vardılar. Tasarrufatın devam ediyor biliyoruz. Nurun istifadesine hazır, her ruhun yanında izni İlâhî ile olduğun itikadındayız.
Allah nurunu tamamlayacak, bunda hiç şüphemiz yoktur. Sen rahat uyu Üstadım, hizmet emin ellerde. Dâvâna gönül vermiş hakikat mücahidleri kalemle cihadına peyman etmişler. Kimisi sılasını, kimisi hevasını, kimisi de helâlini ötelemiş uzak diyarlara, gelmesi muhakkak olan gün uzakta olsa yakındır biliyorlar, dolayısıyla ne keder var yüzlerinde ne de tereddüt.
Ey aziz Üstad!
Vefatın dolayısıyla düzenlenen paneller, mevlidler, konferanslar, sohbetler vasıtasıyla dâvân memleketin en ücra köşelerine kadar duyuruluyor. Nur’a müştak gönüller hakikatlere kanat çırparken, huffaşlar ise telâş içindeler.
Asr-ı Saadetten sunduğun reçeteler Âlem-i İslâm’la beraber bütün insanlığa çare oluyor. Asrın hastalıkları ile feryad-ü figan ilâç arayanlar, hakikatlerden başka çare bulamıyorlar. Başka başka edviye ve sebeplere başvurup, kullansalar bile nafile. Hastalık derinlerde ve onu tedavi edecek devalarda ancak Nurun satırlarında gizli. Doğru İslâmiyet’i yaşamak ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğa adım atmak; diğer milletlerden insanları da imana ve İslâm’a dahil etmekte. İmanın hakikatlerini ikna ve ispat metodları ile insanlığın istifadesine sunduğun yüz otuz parçadan ibaret cild cild eserlerini, doyumsuz bir şekilde her gün okuyor ve her an istifade ve istifaza ediyoruz.
Rabb’imiz aklımızı ve kalbimizi daima iman ve İslâm’a açık tut. Bu eserleri duymayan kardeşlerimize de bizlerin vasıtasıyla veyahut istemeyen kardeşlerimizle duyurmayı nasib eyle...
Sen bu dünyaya veda ettin. Şimdi, sana feda olan Hafız Ali, Hasan Feyzi ve diğer talebelerinle birlikte, Resul-ü Ekrem’in (asm) yanındasın. Ebedî âleme intikal ederken hüzün göz yaşları döken Zübeyir’in, Tahir’in, Sungur’un ve sair talebelerinde senin yanına çoktan vardılar. Tasarrufatın devam ediyor biliyoruz. Nurun istifadesine hazır, her ruhun yanında izni İlâhî ile olduğun itikadındayız.
Allah nurunu tamamlayacak, bunda hiç şüphemiz yoktur. Sen rahat uyu Üstadım, hizmet emin ellerde. Dâvâna gönül vermiş hakikat mücahidleri kalemle cihadına peyman etmişler. Kimisi sılasını, kimisi hevasını, kimisi de helâlini ötelemiş uzak diyarlara, gelmesi muhakkak olan gün uzakta olsa yakındır biliyorlar, dolayısıyla ne keder var yüzlerinde ne de tereddüt.
Ey aziz Üstad!
Vefatın dolayısıyla düzenlenen paneller, mevlidler, konferanslar, sohbetler vasıtasıyla dâvân memleketin en ücra köşelerine kadar duyuruluyor. Nur’a müştak gönüller hakikatlere kanat çırparken, huffaşlar ise telâş içindeler.
Asr-ı Saadetten sunduğun reçeteler Âlem-i İslâm’la beraber bütün insanlığa çare oluyor. Asrın hastalıkları ile feryad-ü figan ilâç arayanlar, hakikatlerden başka çare bulamıyorlar. Başka başka edviye ve sebeplere başvurup, kullansalar bile nafile. Hastalık derinlerde ve onu tedavi edecek devalarda ancak Nurun satırlarında gizli. Doğru İslâmiyet’i yaşamak ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğa adım atmak; diğer milletlerden insanları da imana ve İslâm’a dahil etmekte. İmanın hakikatlerini ikna ve ispat metodları ile insanlığın istifadesine sunduğun yüz otuz parçadan ibaret cild cild eserlerini, doyumsuz bir şekilde her gün okuyor ve her an istifade ve istifaza ediyoruz.
Rabb’imiz aklımızı ve kalbimizi daima iman ve İslâm’a açık tut. Bu eserleri duymayan kardeşlerimize de bizlerin vasıtasıyla veyahut istemeyen kardeşlerimizle duyurmayı nasib eyle...
Yorumlar
Yorum Gönder