Ana içeriğe atla

Yolculuktur Dua


“Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var” buyuruyor, Rabbi Rahimimiz. Ardından “bana dua edin size cevap vereyim” derhatır ediyor yüreğimiz, Ezeli Kelamın sayfaları arasında ki seyahatinde.
Dua eden insan anlar ki; beni işiten bir Zat var!
Dolayısıyla bahsi geçen insan o Zatın onu işittiğini bilir, gördüğünü bilir, beslediğini bilir, sevdiğini bilir, her ihtiyacı ile tek tek ilgilendiğini bilir, hacatını tek tek tedarik ettiğini bilir, açlığında karın midesini doyurduğunu bilir, karın midesini doyurduğunu bildiği gibi akıl, kalp, ruh, hayal, hafıza vesair midelerini doyurduğunu da bilir ve hakeza…
Sabık ifadelerde ki bilmekten maksat; insan Rabbi Rahimin isimlerinden, fiillerinden, sıfatlarından geçen bir yolculuğa namzet olduğu gibi en nihayetinde Rabbi Rahimin zatına vasıl olur.
Dua mühimdir mühim olmasına da, zorda kalmışların ve muztar olanların duası daha bir mühim ve tesirlidir.
Yunusvari gece vakti, denize atılmış fakir ve kalbi kırılmış bir biçare; tahta parçası üzerinde, kocaman dalgaların arasında ettiği duanın neticesinde sahili selamete çıkar.
Dua bir yolculuktur adeta. Kör, sağır sebeplerden hakiki tesir edene ulaşan nihayetinde tatlı esintiler ve lahuti kokular bırakan yorucu bir yolculuk.

Yolculuğa namzet olan nihayet bir bilmek daha bulur ki; belki hepsini, bütün bilmekleri tazammun eden yolculuğun masrafına kat kat yetecek ve değecek olan nadide bir parça; o da duaya, duama, duamıza cevap veren Zat bütün mahlukatın hakimidir. Öyle ise bütün mahlukatın dahi halıkıdır yani yaratıcısıdır.

Yorumlar

en çok okunanlar

Attan İnememek!

Yolun buradan sonrasını yürüyerek devam edeceğiz... Yolcu yolunda gerek. Yol bazen düz, bazen yokuş, bazen taşlı... İnsan bir yolcudur; kabirden haşre, oradan ebedi istirahatgahına gidecek garip bir yolcu. Daha önce hiç tanımadığı insanları kalp cüzdanında saklayacak kadar bir acube-i hilkat! Farkında olmasakta zaman şeridinde her an yol alıyoruz. Bazen makamlar elde edip; at sırtında gidiyoruz, bazen makamları kaybedip eşek sırtına razı oluyoruz. Yolcusu kadar yolu da garip olan bu serüvende illede makam diye tutturanlar, asıl kaybedenler; işte onlar oluyor! Tüm zorluklara rağmen hayatın cehd ve gayret ile anlam kazanacağını “ bilen ademoğlu ” her vasıta değiştirdiğinde bitmek bilmeyen bir enerji ile yoluna devam ediyor. Sen yola devam et yol sana öğretir; ne kadarda hakikatli bir söz! Zahiren kadercilik gibi gelse de aslında insanın bu hayat serüveninde her şeyin dizginini elinde tutamayacağını anlatan veciz bir ifade. Bir garip dedi; attan inip ...

ASRI AHİR PARADOKSALINDAN ACİL ÇIKIŞ!

Dine düşman ehli dalâletin yol göstericisi şeytanın, en sevdiği hal müşevveşiyettir. Herbir şeyin karışık olması, tersyüz edilmesi, aradığını bulamama hali; enfusî ve afakî olarak sonun başlangıcı demektir. Taki insanın hedefe ulaştıracak bir yol göstericisi ve bir urvetil vuskası olmasın! Toplumlar nasıl karışır sorusunun cevabı, insanın kendi iç âleminde karışmış olmasında gizlidir. Toplum bilimciler ve ahlâkiyyunlar çok uzaklarda aradıkları sorunun cevabını evvellen kendilerine sorsalardı muhtemelen “kurunu vusta”da tedbir alma ve tedavi etme safhasına geçebilirlerdi. Başta bir diğer yol göstericilerden bahsetmiştik buna mukabil, insanın hayatta üzerine inşa ettiği/edebileceği bazı prensipleri tabiri ahsenle düsturları olması icap ediyor. Üzülerek ifade etmek gerekirse toplumun ekseri, düstur edinmek ve hayatına bir yön vermenin aksine -pazarda mal seçer gibi- rüzgâra göre gidenlere, sesi diğerlerine nazaran çok çıkanlara tabi olmayı marifet zannediyor. Bataklıktan çık...

Küfrü kesen tılsım!

Şefkat, karşılıksız sevgi anlamına gelmektedir. Aşktan daha keskindir. Keza aşk karşılık beklenen bir muhabbetin mukaddemesidir. Bu bağlam, şefkati aşktan daha keskin ve daha değerli kılmaktadır. Şehadet aleminde hava gibi, su gibi, hayat gibi vesaireler kadar şefkat de bol miktarda -anneler başta olmak üzere- sağanak sağanak yağdırılmıştır. Belki Cennette var olan ırmaklardan biri de şefkat akacaktır. Kim bilebilir ki? Su gibidir şefkat, girdi mi demirin içine, zamana bakar her şey, paramparça kesilir. Hava gibidir şefkat, nefes aldırır insana, hayat vesilesidir. Bediüzzaman o çok değerli tarikının hatvelerine şefkat etmek eylem ve durumunu da almıştır.   Kimbilir belki Bediüzzaman, Allah katında aciz ve fakir olan Nurun talebesinden tefekkür mesleğini şefkat ruhuyla yapmasını istemektedir. Problemli bir asırdayız. İnsanlığın yıldızları bile bu asrın dehşetli aktörlerinden havf etmişler. Allahümme ecirna min… demişler defaatle. Fırtınalı b...