Ana içeriğe atla

Bataklıktan Bir Adım Önce

Dinin siyasete alet edildiği bir yerde; din çatısı altında ne varsa hemen hepsi siyasetin, yani menfaatin, yalanın aleti olmaktan kendini muhafaza etmesi pek mümkün görünmemektedir.

Siyasette dini kullananlar, siyasette ırkı kullananlar, siyasette dinsizliği kullananlar vesair için
din, dinsizlik, ırk araç olmaktan başka herhangi bir değer taşıdığına inanmayanlardanım.

Kezalik kendi menfaatleri söz konusu olduğunda hemcinslerini öteleyenler, ötekileştirenler
bahsi geçen iddiamın muhatabıdırlar.

Demiyor mu ki, elinde Kuran ile dövüşenlerden birisi düşerken Kuranı muhafaza etmek için
diğerine uzat/amıyor oradan anlıyoruz ki;

 düşenler, değer kaybedenler, makama müptelaolanlar, korkunun esiri olanlar kendileri ile beraber “kullandıkları ar\maçların hiç ama hiç
ehemmiyet
vermiyorlar.

Bunları zalim siyasetten bigane söylüyorum. Ki, üzüldüğüm için bazılarına çok acıdığım için
mecburiyet tahtında söylüyorum. Acımak ifadesini yanlış algılamak mecburiyetinde olanları
uyarmak için de diyorum ki, acımak adavetin olmadığı bir kalpten yansıyanlardır. Ki, acısaydık
birbirimize; bu kadar birbirimizi ötelemez, şu kadar birbirimize kin ve haset biriktirmez ve nihayet birbirimizi anlamaya gayret ederdik.


Gelin şu değerli vakitlerde kendimizi bir muhasebeye çekelim. Gelin o çok değer verdiğimiz
şeylerin sıralamasını yapalım, bir listesini çıkaralım. Böylelikle hangi mesele hakkında ne kadar
konuşmamız, ne kadar kafa yormamız, ne kadar emek sarf etmemiz gerektiğini belirleyelim.

Yorumlar

en çok okunanlar

Yükü Yerde Bırakmayanlara

Hakikat müntesiplerinin hakikate olan sadakati ve bağlılığı gereği birçok imtihanlarla karşılaşacağı ve çeşit çeşit musibetlere giriftar olacağı gayet bedihidir. “İman ettik deyince sizleri başı boş bırakıp imtihan etmeyeceğimizi mi sandınız,”1 ayeti kerimesi bunun bir bakıma ikrarı. Uhud, Bedir, Hendek, Sıffin, Cemel, Hayber ve sair meydanlar izah etmeye çalıştığımız imtihanların birer mücessem örneği olarak asrı saadetin şanlı sayfalarında yerini almıştır. Eskişehir, Denizli, Afyon Medrese’i Yusufiyeleri de zamanı ahirin şiddetli sadakat imtihanlarının yaşandığı alanlar olarak tarihe kıymetli birer not olarak düştüler. İmtihanı kazananlar Isparta kahramanlarına arkadaş olma müjdesi ile bu dünyadan ahirete baki meyveler bırakarak göçüp gitti. Kaybedenleri varın siz düşünün… İmtihan bitmediğini her geçen gün şiddetlendiğini, zira ahir zamanın dehşetli olacağını ve gittikçe dehşetleneceğini hadislerden müşahede ediyoruz. Her ne kadar hakikat müntesipleri olarak eski zamana nazaran ma...

Risale-i Nur taklit değil, tahkiktir

Bir iman inkılabı olarak, sünuhat kabilinden yazılan Nur Risâleleri malum tefsirlerden ayrı olarak Kur’ân’ın imani olan hakikatlerini izah ve ispat etmiştir. Aynı zamanda, hakikati beyan babında Nur Risalelerinin Kur’ân’ın bu asra ve gelecek asırlara bakan mânevi bir tefsiri olduğunu; bilhassa ilim çevreleri ve havastan avama kadar birçok insan tarafından kabul edilmektedir.  Bu asrın manevi, içtimai, sosyal yaralarına rahmet ve şifa olarak yazdırılan bu hakikatler, hiç şüphesiz muhatap olanları Rabbi Rahimin izni ile tedavi etmekle birlikte; onların yani kendini muhatab kabul edenlerin samimi gayret ve neşriyatı ile muhtaç gönüllere ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu kavuşma kalplerde sürura, işlerde muvaffakiyete, geçim kolaylığına, rızıkta berekete ve en nihayetinde kabre imanla girmeye vesile, hüccet ve senet olmaktadır. İKNA İÇİN İSPAT GEREKİR Asr-ı ahir insanını ikna edebilmek ancak ispat ile mümkündür. Hem bin seneden beri biriken dinsizlik cereyanının dağlar büyü...